Kızıldere
Mahirden, Kızıldere'ye Yolculuk
Mahir Çayan, Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi
lideri. Marksist- Leninist ve Atatürkçüdür. 30 Mart 1972 tarihinde, Tokat'ın
Niksar ilçesine bağlı Kızıldere Köyü'nde güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada
dokuz arkadaşıyla birlikte öldürüldü.
Samsun doğumlu olan
Mahir Çayan ortaokul ve lise dönemlerini Haydarpaşa Lisesi'nde yani
İstanbul'da geçirdi. 1963'te İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kaydoldu.
Ertesi yıl Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde öğrenimine devam etti. Bu
dönemde TİP ve FKF'ye (Fikir Kulüpleri Federasyonu) bağlı olan SBF (Siyasal
Bilimler Fakültesi) Fikir Kulübüne girdi. 1965'te bu kulübün başkanlığını da
üstlendi.
1967'de kısa süreliğine Fransa'ya gitti. Buradaki
sosyalist hareketlerin genel seyri ve içinde bulundukları tartışmaları izledi.
1968'deki 6. Filo eylemlerine İzmir'de katıldı ve gözaltına alındı. Bu dönemde
Türkiye İşçi Partisi (TİP) içinde başlayan Mihri Belli'nin savunduğu Milli
Demokratik Devrim tartışmaların içerisinde ve daha sonra kurulan THKP-C'nin
önder kadrosunda bulundu. Bu tartışma sürecinde TİP adına Zonguldak Ereğlisi'nde
çalışmalar yürüttü.
Bu geziden sonra ideolojik olarak Milli Demokratik
Devrim saflarında yer aldı. TİP ile olan temel ayrılığı devrim sorunu olarak
tarifler. Fransa'da bulunduğu süreçte Latin Amerika silahlı mücadelerinden
etkilenir. TİP'i bu süreçte yasalcılıkla suçlar, Türkiye'deki devrim sürecinin
ancak silahlı bir mücadeleyle ve kendi özgül koşullarının tespit edilmesiyle
olabileceğini savunur. Bu görüşe daha yakın olan Türk Solu ve Aydınlık
dergilerinde yazılar yazar. Bu dönemde yazdığı önemli yazıları "Revizyonizmin
Keskin Kokusu 1", "Revizyonizmin Keskin Kokusu 2" ve "Aren Oportünizminin
Niteliği" dir.1969 yılında Ankara'da yapılan ve adını DEV-GENÇ (Devrimci Gençlik
Federasyonu) olarak değiştirdiği toplantıda, Türkiye sosyalist hareketinin
seyrini değiştirir. 1971 yılında yapılan TİP kongresine katılmamış, TİP ve kendi
çalışma çevresinden öğrenci ve işçilerle birlikte bir toplantı örgütler. Mihri
Belli ile olan ayrılıkları iyice ortaya çıkmış olmasıyla birlikte yolunu Milli
Demokratik Devrim (MDD) sürecinden ayırarak, önce "genç subayların" askeri darbe
yapmasını beklemek yerine halk ihtilali için silahlı propaganda faaliyetlerine
başlar. Bu ayrışmanın temel noktası, aslında MDD tespitinin TİP yasalcılığının
başka bir versiyonu olduğu görüşüdür. O dönemde Türkiye devrim sürecini
Kesintisiz Devrim I-II-III broşürlerinde dile getirir. Türkiye'nin sahip
olduğu yapıyı oligarşi olarak tanımlar. Ek olarak da "Türkiye'deki geçmişe
nazaran refah seviyesinin artması ile birlikte devlet ve halk arasında bir denge
vardır," demiş ve bu dengeyi suni denge olarak adlandırmıştır. Suni
dengeyi de bozmanın ancak silahlı mücadele ile olacağını savunmuştur.
Bu süreçte Münir Ramazan Aktolga ve Yusuf Küpeli ile
birlikte THKP-C'nin kuruluş çalışmalarını sürdürür. Örgütün diğer önemli
isimleri arasında; Ertuğrul Kürkçü, İlhami Aras, Ulaş Bardakçı ve Hüseyin
Cevahir yer alır. Şehir gerillası modellini benimseyen
Mahir Çayan buna uygun silahlı eylemlerin
planlanmasında ve gerçekleştirilmesinde bizzat bulunur. Çalışmalarını sürdürmek
için Şubat 1971'de İstanbul'a geçen Mahir Çayan
burada da silahlı eylemlere devam eder. 1 Haziran 1971'de kaldıkları evden
kaçarken polisle girdikleri çatışmada Hüseyin Cevahir öldürülür,
Mahir Çayan yaralı olarak ele geçirilir.
Daha sonra arkadaşlarıyla birlikte Kartal Maltepe Askeri Cezaevi'nden kaçan
Mahir Çayan bir süre İstanbul'da saklanır.
Ocak 1972'de THKO ile ortak eylem kararı alarak arkadaşları ile birlikte
Fatsa'ya geçer. Mart 1972'de Ünye radar istasyonunda çalışan 3 ingiltereli
teknisyeni kaçırır ve karşılığında THKO (Türkiye Halkın Kurtuluş Ordusu)
önderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın serbest bırakılmasını
ister. Niksar'ın Kızıldere köyünde jandarmayla girdikleri çatışmada dava
arkadaşları ile beraber öldürülür. Çatışmadan sadece Ertuğrul Kürkçü sağ çıkar.
Mahir Çayan'ın mezarı Ankara Karşıyaka
Mezarlığı L/3 adası 99 no'lu mezardır.